Sözümüz Var Goralı Yiyeceğiz!
Dünyanın en sıkıcı pazartesilerinden birini daha yaşıyorduk. Sendromu bir kez daha atlatıp hevesle evlere dönerken gökyüzünden düşen ceviz büyüklüğündeki damlalar karşıladı bizleri. Hızlıca koşuşup şehrin olanca kalabalığı ile gitmek istediğimiz yerlere yöneldik. Kimi sadece ıslanmadan evine gitmeyi kolluyor kimi arkadaşını bekletmemek için acele ediyordu. Ben eve gitmek için Beşiktaş iskelesinde motora binenlerdendim. 5 dakikalık Üsküdar yolunda genellikle kimse kimseyle konuşmaz. Kulaklığı olan müziğini dinler, merakı olan dedikodusunu aktarır, kitabı ve telefonu olan kafasını kucağına gömer ve yolcuların az bir kısımı da denize odaklanır. Fakat bugün, denizin üstünde seyrederken yağmur o kadar şiddetlendi ki herkes gözünü cama dikip denizle göğü ayıran çizgiyi bulmaya and içti. Nihayetinde az sonra ıslanacak olmanın verdiği tedirginlikle Üsküdar’a yaklaşırken motordan birinci inenlere verilecek ödülü kucaklamak üzere(!) ön sırada oturanlar...