Kayıtlar

Haziran, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Müziğin ta kendisi: John Barry

Herkes aynı şehirde yaşar, aynı vapura biner, aynı güneşe bakar ve aynı yolu koşar. Ama kimse aynı hissetmez. Aslında bir “konu” vardır ve hayat ona göre işler. Bu tuhaf işleyiş, blöf yaptırdığına inandığı an masaya kare asını bırakır ve her yolculukta size yeni yeni oyunlar çıkarır. Bu oyunlarda mühim olan, ne istediğini bilmektir ve hayat hangi yöne, ne kadar güçlü akarsa aksın ona aldırış etmemektir. Tüm bu karmaşa içerisinde ne kadar ilerleyebilirsiniz, oyuncunun blöflerine ne kadar dayanırsınız bilemiyorum ama bundan yıllar önce, 14 yaşında amacını keşfeden bir çocuk, hayallerini renkli uçurtmasına bağladı ve o ipin ucunu hiç bırakmadı. Uçurtması öyle çok yükseldi ki… Onlarca ülkede binlerce şehir gezdi ve milyonlarca insanı ezgileriyle hislendirdi. Besteleriyle o, söylemek isteyip de sustuklarımızı; aşkı, kıskançlıkları, merakı ve “olmayacak” fikirlerimizi haykırdı. O uçurtmalı çocuk, efsanevi James Bond film serisinin bestecisi olan, 1970’lerden bu yana yüzlerce TV ve film müziğ...

PELİN ESMER

Resim
Oyun isimli belgeseli ile dünya çapında üne kavuşan Pelin Esmer, 25 eylülde gösterime giren ilk uzun metrajlı filmi 11’e 10 kala ile karşımıza çıktı. Not: Röportaj 11'e 10 kala vizyona girmeden önce yapılmıştır. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezunsunuz. Peki, film çekme isteği sizde nasıl oluştu? Liseden beri izleyici olarak sinemaya ilgim vardı. Üniversitede sosyoloji okudum. Sosyoloji alanında Türkiye’de yapılabilecek temel şey akademisyen olmak. Akademisyenliğe yapı olarak çok uygun olmadığımı düşündüm; kendimi ifade etmek için sinemanın daha uygun olacağını hissettim. Bu sırada da tek başına film yapmak için buraya gelmiş olan Amerikalı yönetmen Jeanne Finley’e asistanlık yaptım. Yavuz Özkan’ın sinema atölyesi o sene açılmıştı. Bir yıl oraya devam ettim. Daha sonra yönetmen yardımcılığı yaptım ve zaman içinde kendi filmlerimi yapmaya başladım. Sinemaya, Türkiye’de çok da üstüne gidilmeyen bir dal olan belgesel film ile başladınız. Neden kurmaca değil de be...

RÜZGÂRLA KONUŞAN YÖNETMEN:JOHN WOO

Kameranın hızla aralarından geçtiği dağlar yükseklikleriyle ürkütür izleyenleri. Siyah t-shirtlü, uzun saçlı bir adam; Tom Cruise sıcak güneşin yaydığı turuncu göğün altında, korkusuzca sarp kayalıkların yükseklerine tırmanır. Bir an sağ eli boşlukta kalır ve… Onun düşüşüyle kesilmiş nefesimiz, fal taşı gibi açılmış gözlerimizle perdeye kilitleniriz. 2000 yılında yayınlanan Görevimiz Tehlike serisinin 2. filmi ile bizi bizden alan yönetmen John Woo; Güney Çin’de doğmuş, Hong Kong’da büyümüş ve sinema kariyerine de yine büyüdüğü kentte, yönetmen yardımcılığı ile başlamıştır. YAĞMURLUKLA GELEN BAŞARI Tercihini şiddet içerikli, bol gerilimli filmlerinden yana kullanan, 1960’lı yıllarda pek çok kısa film çeken Woo, Prodüktörlüğünü Jackie Chan’in yaptığı The Young Dragons ile uzun metraj kariyerine başlamıştır. Sinema dünyasına adım attığı ilk yer ise metin yazarlığı yaptığı Cathay Stüdyoları’dır. 1980’li yıllarda gişelerde başarı elde edemeyen John Woo, bir süre uzaklaşma isteğiyle Tayvan’...