Dalga Nereye Çarptı?


Bazen enginlere sığmayacak kavgalar ediyoruz. Hatta çoğu zaman “ediveriyoruz”! Babayla, anneyle, bize belki de hiç kimsenin daha yakın olamayacağı kardeşimizle, soluduğumuz hayatla, arkadaşlarımız ve sevgilimizle… Üstelik nedensiz de olabiliyor bunlar! Her tartışmanın bir nedeni vardır illa ki ama neden o an, neden o sözlerle olduğunu çoğu zaman kimse kestiremiyor. Hatta tüm o cümleleri ağzından çıkaran siz bile bunların nedenini sorsalar cevaplayamazsınız. Yiğitliğe toz konduramama durumu da var tabii! Kavgaya başlayıp kırdığını, yanlış anlaşıldığını, kendini doğru ifade edemediğini ya da sıcacık sığ ve güvenli sulardan okyanusa sürüklendiğini fark etsen de bir kere attın o kulacı! Karayı bulana kadar pes etmek yok! Yeter ki korktu da döndü ya da ömrü aynı kıyıda geçti demesinler! Demesinler de bu denizler gittikçe derinleşirmiş, onu hiç söylemediler… Yorulurmuş insan en sevdiklerini incittiğinde… Ve kalbi kulaçlarının ağırlığını taşıyamayacağı kadar çok kırılırmış. Bunları da söylemediler. Hayır, söyleselerdi de değişir miydi bilmiyorum. Çünkü en azından yurdun büyük çoğunluğu gibi ben de hep uğraşarak öğrendim. O yüzden gidilen bu yeni sulara, okyanuslara da alışırız. “Gitmeden önce bir deneme yapıp su sıcak mı diye test edelim”, “orada 5 yıldızlı otel yoksa adımımı atmam” ya da “Louis Vuitton’dan başkası yalan” demeyiz. İnsanları tanımaktan, sorgulamaktan, konuşmaktan korkmayız. Bunları yaşamak için çoğu zaman bir ekrana da ihtiyaç duymayız. Ama benim henüz fark edebildiğim; tüm yorgunluğuna, ağırlığına ve üzüntüsüne rağmen kavganın iyi bir şey olduğu! Çünkü susarak hiçbir yere varamazsınız. Tartışma hırçın gelebilir ve evet, iyi bir yöntem de değil belki ama çözümsüzlükten, umursamazlıktan, vazgeçmişlikten çok daha iyi. Çünkü kavga varsa hala çaba da, istek de var demektir. Çünkü dalga, fırtına ve hareket varsa deniz kendisini temizleyecektir. Belki aynı kıyıdan çok da uzaklaşmadan, belki bambaşka bir uçta çok daha uzakta… Tüm bunlar olurken kavga sizi nereye sürükledi ve dalga nereye çarptı, siz ondan haber verin!

 Sabırlı Okuyucuya Not: Bu yazıyı bir nedenden ya da nedensizlikten dolayı kavga çıkarıp da kendini haftalarca sorumlu ve suçlu hissedenlere adıyorum. Hayat sorusuz, kavgasız ve tartışmasız yaşanmaz! Mühim olan bazen sizin de yerine geçeceğiniz “karşıdaki” karakterin bu kavgayı nereye sürüklediğidir.

 Tabii süs bitkisi olmanız istenmiyorsa(!) Ama hatırlatmalı, onların bile suyu fazla gelirse çürür, toprağı az gelirse kurur.

Yorumlar

  1. ''İlk savaş, son barıştan iyidir. '' insan içine atarsa, gerçek barış sansını da yitiriyor. Konuşmak, tartışmak, gerekirse kavga etmek lazım...
    Eline sağlık güzel bir yazı olmuş...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yarım Ay

VAR OLMAYAN ÜLKE’NİN KAYIP ÇOCUKLARI

Satın Alınamayan Hayal