Kayıtlar

Aralık, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

VAR OLMAYAN ÜLKE’NİN KAYIP ÇOCUKLARI

Resim
Olmayan bir ülkede hep çocuk kalmak ister miydiniz? Nerede başlayıp bittiği belli olmayan suları keşfetmek, denizkızlarıyla yüzmek ve bir perinin üzerinize serptiği tozlarla uçmak… Bunları, belki daha da fazlasını yapabilir miydiniz? İçinden “Yok artık daha neler!” diyenleri, “Bunlar masallarda olur yahu deli mi bu?” diye soranları duyar gibiyim. Kendimizi avutmaya ve hayallerimizin üstünü kapatmaya öyle alışmışız ki! Biz bile inanmışız “aslında” istemediğimize. SİHİRLİ PERİ TOZU Gelin, bir yolculuğa çıkalım… Bundan yıllar evvel yazılmış, hiç gitmediğimiz ve tek kelimesine bile aşina olmadığımız uzak diyarların dillerine çevrilmeyi başarmış bir kitabın kapağını açalım. Hep çocuk kalmak isteyen ve bizlere yıldızlar kadar uzakta kalan bir yerde, Var Olmayan Ülke’de yaşayan Peter Pan’a dokunalım. Henüz yedi günlük bir bebekken uçup giden, kanatsız bir çocuktur Peter Pan. Londra’daki Kraliyet Sarayı’nın yakınında, büyük parkın içinde yer alan Kensington bahçelerine uçan ve orada karşıl...

Yeni Antika

Resim
Yanınızda kitap götürseniz, etrafa bakmaktan okuyamazsınız. Arkadaş götürseniz,satılan eşyalardan başka bir şey konuşamazsınız. Hem Kafe hem de sanat galerisi olarak işleyen New Antique’e hoş geldiniz. Nice vapurun, nice yolcunun ve nice hayatın karıştığı yerdeyiz. Minik elleriyle dümbeleğe dokunan çalgıcı çocukları, yıllarca süren tadilatından sonra bizlere güzelim hüsnü cemalini gösteren Süreyya Operası, emektar kırmızı tramvayı, Boğa’sı, sakin ve nezih insanı, esnafı ve tüm bunların üzerine yerleştiği Bahariye’si ile Kadıköy’deyiz.Bu hafta Bahariye’nin Sanatkârlar Sokağı’na düşürdük yolumuzu ve hem sanat galerisi hemde kafe olarak işletilen, ilginç bir mekanda bulduk kendimizi. New Antique, ışıklı tabelası ve heykel garsonuyla ta sokağın başından selamlıyor ziyaretçilerini. Git gide yaklaştığım binası, bir başka şehre ve bir başka zamana taşıyor gözlerimi. Henüz, havalar iyice bozmamışken niyeti, sokaktan çiçekliklerle ayrılmış masaları sıcak bir çay ya da kahve keyfi için fısıldıy...

Ritsa Gölü’nden Gelen Lezzetler

Resim
Hayatımızın büyük çoğunluğunu ev dışında; iş yerlerinde, sokaklarda, dershanelerde, alışveriş merkezlerinde ve saatlerce açılmayacağı aşikâr trafik sıkışıklığında geçiriyoruz. Hal böyle olunca o güzelim ev yemeklerinin lezzetli tadı damaklardan, hafifliği de midelerden silindi gitti. Fastfood’dan afakanlar basmış, yağlı ve ağır yiyeceklerden de gına gelmişti ki leziz ev yemekleri yapan şirin yerler imdadımıza yetişti. Bu hafta size gururla takdim edeceğim mekân da ev yemeği geleneğini sürdüren, bunun yanı sıra Çerkez yemekleri de yapan Ritsa. Kadıköy’de rıhtıma kadar uzanan Moda Caddesi’nde yer alan Ritsa, Kadıköy’ün simgesi ve buluşma noktası Boğa’ya, dershanelere, Adliye’ye ve iş merkezlerine oldukça yakın. İsmini ise etrafını Kafkas dağlarının örttüğü buz gibi serin ve mavi suların sahibi Abhazya’daki Ritsa Gölü’nden alıyor. Misafirlerini masmavi gözleri ve güleç yüzüyle karşılayan Birsen Hanım, küçük bir yerim olsun fikrinden yola çıkmış ve bugün harika lezzetlerin yer aldığı bu y...

Kumbaracı 50

Resim
Bundan tam 10 yıl önce üniversite tiyatroculuğu ile hayallerine kavuşan, saat altıdan önce mimarlık, akademisyenlik, gazetecilik yapan; altıdan sonra ise tiyatro ile buluşan Altıdan Sonra Tiyatro ekibi göçebe bir yapıyla sergilediği oyunlarını yeni sezonda, Taksim’deki Kumbaracı Yokuşu’nun 50 numarasında sahnelemeye hazırlanıyor. Mekâna gereken sahne tasarımının yapılması ise bir hayli masraflı. Bu nedenle “Duvarda Çivin Olsun!” ismiyle bir destek kampanyası başlattılar ve destek verenlerin ismini birer çivi ile duvara asmaya karar verdiler. Altıdan Sonra Tiyatro’culardan Yiğit Sertdemir, Aslı Can Kortar ve destekçilerinden Hasibe Eren ile bir araya geldik… Yerleşik düzene geçmeye nasıl karar verdiniz? Yiğit Sertdemir: İlk kurulduğumuzda da kendi mekânımız olsun istiyorduk ama başarılı olabilecek miyiz bilmiyorduk. Buraya kurulacak sahnede oyuncular ve seyirciler hayli yakın olacak. Bu, biraz korkutucu ama güzel, yeni bir buluşma bizler için. Mekânı görmeye gelen performans sanatçıla...

Avatar

Resim
Okuyucuya not: Eski bir yazıma ulaşmak için “did” klasörünü karıştırırken blogda paylaşmadığım yazı ve röportajlarımın varlığını keşfettim. Aslında buraya kondurmadığım çok şey var ama sanırsam yaptıklarımı paylaşma konusunda biraz hastalıklıyım. Aklıma “Kime ne?”, “Yeteri kadar iyi değil zaten”, “İstediğim gibi olmadı” gibi düşünceler üşüşüyor ve kendime saklama bencilliğiyle vazgeçiyorum. Ama istemeyen okumaz değil mi? Zaten okuyan var mıdır bilemiyorum! =)) Buzullara çarpıp batan gemiyi hemen hepiniz hatırlarsınız. Anlatması benim için çok kolay oldu, sizlere hatırlatması da öyle. Bundan 12 yıl önce çekilen Titanik filmini ismini telaffuz etmeye gerek bile kalmadan anlatıyor tek bir cümle. Yıllarca duygusallığıyla beynimizi ve kalbimizi ele geçiren filmin ilginç sürümleri bilmem kaç kez komediye konu olmuştu ve onlar bile çok tutmuş, çok güldürmüştü bizleri. Bol ödüllü, bol yankılı, bol tartışmalı Titanik filminin yazarı ve yönetmeni James Cameron yeni bir filmle, Avatar ile karşı...