Yeni Antika


Yanınızda kitap götürseniz, etrafa bakmaktan okuyamazsınız. Arkadaş götürseniz,satılan eşyalardan başka bir şey konuşamazsınız. Hem Kafe hem de sanat galerisi olarak işleyen New Antique’e hoş geldiniz.

Nice vapurun, nice yolcunun ve nice hayatın karıştığı yerdeyiz. Minik elleriyle dümbeleğe dokunan çalgıcı çocukları, yıllarca süren tadilatından sonra bizlere güzelim hüsnü cemalini gösteren Süreyya Operası, emektar kırmızı tramvayı, Boğa’sı, sakin ve nezih insanı, esnafı ve tüm bunların üzerine yerleştiği Bahariye’si ile Kadıköy’deyiz.Bu hafta Bahariye’nin Sanatkârlar Sokağı’na düşürdük yolumuzu ve hem sanat galerisi hemde kafe olarak işletilen, ilginç bir mekanda bulduk kendimizi. New Antique, ışıklı tabelası ve heykel garsonuyla ta sokağın başından selamlıyor ziyaretçilerini. Git gide yaklaştığım binası, bir başka şehre ve bir başka zamana taşıyor gözlerimi. Henüz, havalar iyice bozmamışken niyeti, sokaktan çiçekliklerle ayrılmış masaları sıcak bir çay ya da kahve keyfi için fısıldıyor kulaklarınıza. Yok, rüzgâr çarpar, ben çabuk üşütürüm diyorsanız; bilin ki hiç pişman olmayacaksınız! Kapısını açıp girdiğinizde çapkın bir maymunun sesiyle karşılaşacaksınız. Mutsuz bir gününüzdeyseniz bu laf atma merasimi de sevinç yaratabilir elbet ama kafanızı kaldırıp etrafınıza baktığınızda emin olun, dünyanız değişecek. Hem kafe hem de sana tgalerisi olarak hizmet veren New Antique, Ali Suavi heykelinin ve Sanatkârlar Sokağı’nın yaratıcısı olan, İç Mimar ve Dekoratör Fikret Tekiner’e ait. Fikret Bey, uzun yıllar yurtdışında yaşamış. Yurda dönüş yaptığında ise kendi işleri dışında bir de çok sevdiği atları unutmamış, onlar için Marmaris’te büyük bir çiftlik açmış. Kendisiyle işlettiği kafe ve icra ettiği sanatı hakkında bir şeyler öğrenmek adına tanıştık ama geçmişe, geleceğe ve hayata dair öyle güzel konuştuk ki! New Antique’te tavsiye edeceğim ilk şey Fikret Bey’i boş biranında yakalayabilirseniz tanışmanızdır ama o boş zamanı bulmak biraz güç olabilir. Çünkü Fikret Bey kafe içerisinde hayran hayran baktığımız eşyaları hemen yan sokağında yer alan atölyesinde, çıraksız üretmeye devam ediyor. Kafenin birinci katında sükûnet ve hafif, tatlı bir loşluk karşılıyor ziyaretçileri. Etraf da henüz hepsini inceleme fırsatı bulamadığım bir sürü sanat eseriyle bezeli. Masaların hemen karşısında bir camekan, içerisinde de minicik eşyalarla, eksiksiz düzenlenmiş bir oda yeralıyor. Minyatür odaya bakarken sizin dahil, oyuncaklarınızın, giysilerinizin, hayatınızınbile küçük olduğu çocukluğunuza döneceğinizi garanti ederim.



İçeride yer alan her şey Fikret Tekiner’in elindençıkma ve isminden de anlaşılacağı gibi yeni antika. Tekiner, tasarımlarını kendine özeleskitme biçimleriyle yaptığını söylese de satılan eşyaların yeni olduğuna inanmayan bir sürümüşterisi var. Eşyaları antikalardan ayırmak öyle zor ki müşterilerine hak vermemek eldedeğil. Zaten duyduğumuza göre bazı hileci antikacılar da kendisinden alışveriş ediyormuş.Fikret Bey: “Herkes rötuş yapar ama mühim olan onları ortaya çıkartmak, tasarımınıyapmaktır. Bizde satılan 300 – 500 liralık tabloların başka bir yerde 1500 liraya satıldığınatanık oldum. Bu güzel bir şey değil.” sözleri ile bu konudaki kızgınlığını dile getirdi.Henüz resmi duyurusu yapılmasa da iki müjde vereyim istiyorum. Birincisi: Fikret Bey ilekonuştuğumuz üzere Sanatkârlar Sokağı pek yakında, yeniden düzenlenecek ve eskisinden decanlı bir hal alacakmış. İkincisi ise: Tekiner, New Antique için ilk defa bir bayilik vermeyidüşünüyormuş, meraklılarına duyurulur.Gelelim size sayfalarca anlatabileceğim kafenin üst katına… İkinci kata uzananmerdivenlerde irili ufaklı bir sürü tablo yer alıyor. Bu manzara çok yıllık, perili bir köşkteilerlerken birazdan tablolardaki resimlerin hareketleneceği ve konuşacağı hissi ile birlikte heyecanımı da tırmandırıyor. Sonradan öğreniyoruz ki eskitilmiş ve hayli esrarengizbir hava katılmış tablolarına özel resimler yaptırtıyor Fikret Bey. İkinci katta duvara asılmış,ahşap üstüne mum tasarımlı apliklerden mi bahsedeyim, yoksa bir zamanlar her İstanbulyangınına koşan körüklerin yeni bir nefesle ele alınıp, eskitilmiş ve içki büfesi halinegetirilmiş mükemmel tasarımından mı bilemedim. Bence kafenin bordo koltuklu, rahatsandalyelerine sırtınızı yaslayın ve saatlerce etrafınıza bakın.


Not: Bu yazı yazıldığında Sanatkarlar Sokağı'na gülümseyen New Antique şu an işlemiyor. Fikret Bey yerini bir başkasına devretti ama oraya gittiğinizde işlerini yapmaya devam ettiği atölyesini kime sorsanız gösterir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yarım Ay

VAR OLMAYAN ÜLKE’NİN KAYIP ÇOCUKLARI

Satın Alınamayan Hayal